NUR TURHAN
NUR TURAN
ORGANİZMANIN PARCASI
Bu konuda yazmaya basladigimdan bu yana, her firsatta bana sirretce saldiranlar, sucüstü yakalandiklari icin, susmaktan baska bir sey yapamiyorlar. Türban tapinci tek basina degil. Büyük bir organizmanin önemli parcalarindan biri. Eger imam hatip okullari mezunlari, üniversitelere bir
lise mezunu gibi girmek hakkini yasal olarak elde edemezlerse, türban “delirium”u epeyce zaman alsa da yavas yavas tavsar. Ama tersi olup imam hatip mezunlari, lise mezunlarinin hakkina sahip olarak üniversitelere girebilirlerse türbanin yükselisini kimse engelleyemez. İslam’dan giderek daha da kopacak olan Türbaniye Dini, Türbanistan’i kurar!
+
Cengiz Candar icin özel not: *Kuran’da yazan* “Farj, furuj, jayb, juyub, himar, humur” *gibi temel sözcüklerin anlamini bir Arap arkadasina, özellikle de bir kadin tanidigina sor, sonra Nûr Suresi 31. Ayet’in Türkce cevirisini oku! Bir kez de Diyanet’e sor. Sonra, hükümetcilik, ilik İslamcilik yapacaksan yap ama “harbi” yap!
Özgün İleti —–
Kimden : nturan@emta-tr.com
Kime :
Gönderme tarihi : 30/07/2009 23:15
Konu : Fwd: Nur suresinin Turkce cevirisi-/ bakin bakalim….
*YALAN RÜZGÁRLARİ
Özdemir İNCE* <http://www.hurriyet.com.tr/index/%C3%B6zdemir_ince>
BÖYLE bir yaziyi benim yazmak zorunda kalisim ilahiyatcilar, din bilginleri acisindan utanc verici. Aptal yerine konulmaktan hoslanmadigim, ayrica merakli biri oldugum icin isin aslini arastirdim. Sansim yaver gitti, birkac okurum gereksinim duydugum bazi bilgileri ulastirdilar bana.
Nûr Suresi 31. Ayet’in bircok cevirisini*, Fransizca, İngilizce ve Almanca cevirilerini karsilastirdim. Bu karsilastirmanin sonucunda 31. Ayet’in Türkce cevirisinin aslina uygun yapilmadigi sonucuna vardim. Bu sonuca varmamda, Paris üniversitelerinin birinde Arap Edebiyati ve Kültür Tarihi ögreten bir sair ve filozof, Tunuslu arkadasimin büyük yardimlari oldu.
Arkadasim, bu ayetin cok önemli üc sözcügünün kesin anlamlarini arastirarak bana bilgi verdi. Buna göre, *Nûr Suresi 31. Ayet’*te üc önemli sözcügün Türkce anlamini yaziyorum:
Farj *(tekil); *Furuj *(cogul)*: *(Sözlük adiyla):* Erkek ve kadin cinsel organi. Jayb *(tekil); *Juyub *(cogul : (Sözlük adiyla): *Meme, gögüs.
Himar *(tekil), *Humur *(Cogul): *İslam öncesi dönemde Araplarin giydigi giysinin bir parcasi (dokuma, bez parcasi). *(Basörtüsü ile kesinlikle iliskisi yok.)
MEMELERİ ÖRTSÜNLER
Buna göre daha önce de yazmis oldugum gibi *Nûr Suresi 31. Ayet’*i* söyle cevirmek gerekiyor:
“Söyle inanan kadinlara: Harama bakmaktan sakinsinlar ve cinsel organlarini saklasinlar? Örtülerini gögüsleri (memeleri) üzerine vursunlar**?”
Bir okurumun yazdigina göre, söz konusu ayetin örtmekle ilgili bölümünün Arapcasi söyle:
“Vel yadribne bihumûrihinne alá juyubihinne” *(en dogrusu ki örtülerini gögüsleri (memeleri) üzerine vursunlar).
HİMARI CİZDİRİN
Tunuslu filozof ve sair arkadasimin belirttigi gibi örtünün (himarin) basörtüsü ile herhangi bir iliskisi yok, giysinin bir parcasi*. Araplarin Müslüman olmadan önce giydikleri giysinin nasil oldugunu, bu giysilerin parcasi olan “himar”in nasil bir sey oldugunu bilmiyorum. Bilmek zorunda da degilim. Sadece üzerime düsen sorumluluk geregi Diyanet İsleri Baskanligi’nin ve bagimsiz ilahiyatcilarin bu giysinin ve parcasi himarin cizimini bulup, yaptirip yayinlamalari zorunlu bir görev. Bu görev ve sorumluluktan kacamazlar.
+
Sevgili Ustam,
Nuran Turan hanım benden senin ileti adresini almıştı ama sanırım seninle yazışmadı. Yazışsaydı Özdemir İnce’den edindiği aşağıdaki bilgileri daha önceden ve daha detaylı olarak senden de alabilirdi. Bana yolladığı Özdemir İnce alıntısı senin de gözünden kaçmamıştır ama ben yine de paylaşmak istedim seninle.
Sevgi, saygı…
FEV
X
Özgün İleti —–
Kimden : nturan@emta-tr.com
Kime : “fev”
Gönderme tarihi : 1/08/2009 5:53
Konu : Re: [SPAM] Ynt: Fwd: Nur suresinin Turkce cevirisi-/ bakin bakalim….
Yazdım yazmaz olur muyum
Ama bir cevap alamadım
Geçen hafta Londra daydım kitapçılarda şok yaşadım aradığım kitapları bir hafta içinde getirtebileceklerini söylediler ayrıca çok katlı koca Borders kapanma kararı almış kitapları yüzde elli ucuza satıyordu yani artık internet alışverişi sayesinde kitapçıların sonu geliyor gibi
Şu anda Tripoli deyim fırsattan istifade yeni kitabım üzerinde çalışıyorum
Sevgilerle
Nuran Turan
X
Ne güzel Sevgili Nur!
Size imreniyorum ama kesinlikle bir kıskanma değil bu. Dostlarımın güzelleşmeleriyle, başarılarıysa hep gurur duymuşumdur. Onlar mutlu oldukça mutlu olurum ben de. Dostluk da bu değil mi zaten?
Baltanın size yanıt vermemiş olmasına şaştım. Vardır bir gerekçesi. O hiç bir zaman boş iş yapmaz. Sorumsuz davranmaz. Kendisine sövenlere bile aydınlatan yanıtlar verir, sabırla.
Nur suresinin inişiyle ilgili bir öykü biliyorum ama işi böylesine bilimsel anlatanların yanında benim öykümün sözü olmaz diyerek dilimi tutuyorum.
Kitapçıların durumuna üzülmek zorundayız. Bir ucu bize dokunuyor. Onlar kitap satamazlarsa bizim yazdıklarımız da basılamaz.
Yeni kitabınla ilgili çalışmanda başarılar diliyorum.
İyi ki varsın..
Sevgi…
FEV, 1.8.2009
X
Sevgili Fevzi,
Önce sevgi
Aldım iletini.
Nur Hanımın yanıtı
İlgilendirdi beni…
Nur Turan hanımdan ileti almadım.
Alsaydım ilgisiz kalmazdım.
Nur hanımın Nur suresiyle ilgilenmesi düşündürüyor beni.
Bilmiyorum, Nur suresi niçin ilgilendiriyor kendisini…
Ne demişti Mevlana:“Dün söylenen dünle geçtiği cancağızım,
Bu gün için yeni sözler söylemek lazım…”
İşte yeni sözlere örnek bir yazım.
Başka söze ne lazım…
X
ÖLÜMSÜZ MEDÜZ, NEYİN HABERCİSİ?
MEDÜZ: DENİZ ANASI
İnanılmaz gibi, ama gerçek. Denizlerde ölüme meydan oku¬yan bir canlı yaşıyor.
Gerçi o da tüm canlı¬lar gibi yaşlanıyor ama diğerlerinin sa¬hip olmadığı bir özel-liğe var. Şanslı medüz, hücrelerini yeni¬leyerek gençleşiyor ve yeni bir yaşama başlıyor
Ölümsüzlük tüm canlılar için bir hayal. Ama hydrozoa sınıfından olan Turritopsis nutricula medüzü için sonsuza dek hayatta kalmak hiç de olanaksız değil.
Hydrozoa sınıfın¬daki medüzlerin yaşam döngüsü normalde şöyle: Medüzler yumurta ve sperm bıraktık¬tan sonra döllenmiş yumurtalar midede ve şemsiyeyle oluşan boşlukta planula larvaları olarak olgunlaşır. Deniz diplerine tutunarak koloni oluşturan bu larvalardan iki gün sonra eşeysiz olarak, yeni medüzler dünyaya getiren polipler gelişir. Bunlar birkaç hafta sonra serbest dola¬şan ve üreme yetisine sahip medüzler haline gelir. Medüzler normalde üredikten sonra ölürler.
Çapı ve boyu 4-5mm olan çan biçimindeki Turrutopsis nutricula medüzü de böyle yaşar ama diğerlerinden bir farkı var: Polipin “tomurcuklarından”, özgür dolaşan medüzler gelişiyor. Bunlar yaşlandıkları zaman uzantılarını ters çevirip dibe tutunduktan sonra hücrelerini yenili¬yor ve polipe dönüşüyorlar.
Yani aynı canlı gençleşiyor, yaşlanıyor ve yeniden gençleşiyor.
Bu inanılmaz yeteneği sayesinde Turrutopsis nutricula, düşmanları tarafından yenilmediği sürece sonsuza dek yaşayabiliyor.
Gençleşme sayesinde örneğin sinir ve mukoza hücreleri medüzün çok erken çocukluk dö¬nemindeki duruma dönüşüyorlar. Bu genç hücrelerden ise canlı için gerekli olan beden hücre¬leri gelişmekte.
Diğer kelimelerle, Turrutopsis nutricula yaşlanmayı geriye dönüştüren bir hücre programına sahip. Genelde tropikal sularda yaşayan Turrutopsis nutricula artık dünyanın birçok yerinde görülmekte. Bilim insanları medüzün, gemilerin limanlara girmeden önce attıkları safra sula¬rıyla denizlere yayıldığını düşünüyorlar.
Ölümsüz medüzün geri dönüşüm süreci şimdi deniz biyologları ve genetikçilerin en gözde araştırma konusu haline geldi. Nitekim hücrelerin yapısındaki değişimler normalde sadece ye¬nilenen organlardan bilinir. Oysa anlaşıldığı gibi Turritopsis nutricula medüzünün yaşam dön¬güsünde bu değişim gayet olağan bu süreç. Bilim insanları medüzün geri dönüşüm mekanizma¬sını çözebilirlerse insanlar için daha uzun yaşama şansı doğabilir. Ama kim bilir belki de bilim gelecekte ölümsüzlüğü bile yakalayabilir ve insanlar sonsuza dek yaşayabilirler tabii eğer düş¬manları tarafından öldürülmezlerse…
Nilgün Özbaşaran Dede, Cumhuriyet eki Bilim Teknik. S.1142
+
Gerçekten inanılmaz ama gerçek. Medüz dedikleri şu bizim bildiğimiz Deniz Anası… Bu Deniz Anası’nın “Turritopsis nutricula” denilen türü ilginç bir yaratık. Bir kere eşeysiz ürüyor. Anlayacağınız bir Deniz Anas’ında hem dişilik hem erkeklik özelliği var. Eşi yok. Erkeği yok, dişisi yok. Eşeysiz. Bunun gibi eşeysiz olan başka canlılar da var. Bunlar yine de üreyebiliyorlar.
Bunlar yanında tek hücreli canlılar da var. Bu tek hücreli canlılar da mitoz ve amitoz biçiminde ürüyorlar. Anlayacağınız bunların da erkeği yok, dişisi yok. Bütün bu bilimsel gerçeklerle karşılaşınca Kuran’daki şu ayet geliyor aklama: “İbret alasınız diye her şeyi çift çift yaratmışızdır” (K. Zâriyat. 51/49)
Yukarıdaki yazıda bir gerçek daha dikkatimi çekiyor. Bu güne kadar bize öğretilen “Her can ölümü tadacaktır.” (K. Ankebût. 29/57) ve “Yeryüzünde bulunan her şey fanidir.” (K. Rahman. 55/26) biçiminde idi.
Ancak Deniz Anası bu yargılarımızı sarsıyor. Öyle ki bu Deniz Anası yaşlanınca yeniden gençleşiyor ve başka bir canlı tarafından öldürülmezse genç olarak yeniden yaşama başlıyor.
Buradan şuraya gelmek istiyorum. Bilindiği gibi bütün kutsal kitaplara TANRI KELAMI denir. Bu yalan değildir. Ancak bunun halkın anladığı gibi aşkın bir varlık tarafından gönderildiğini anlamak din bilgisinden habersiz olmayı gösterir. Tanrı Kelamı, yalan değildir. Ancak anlamı başkadır. Eğer halkın inandığı şekilde bir anlamı olsaydı Tanrı’nın; Deniz Anası’nın yaşamından haberi olması gerekirdi ve ayetlerini de bu şekilde indirmesi gerekirdi.
Bu konuda Şeyh Bedrettin Simavi, Varidatında, şöyle demektedir: “Kuran Tanrı kelamı değildir. Muhammed’in sözleridir. Ancak Tanrı Kelamı demeyen kâfir olur.”
Hadi çık çıkabilirsen işin içinden. Ama erbabı bu işin içinden çıkmasını bilmiştir. Yoksa denildiği gibi Kutsal Kitaplar Tanrı tarafından gönderilmiş olsaydı; bize Deniz Anası’nın durumundan haber verirdi. Ve de kesinlikle din ve inanç uğruna insanların birbirini öldürmesine cevaz vermezdi. Çünkü biline ki Tanrı katında bir damla kanın bedeli bütün dünyanın ele geçirilmesinden daha kutsaldır.
Av. Eren Bilge Balta, 1.8.2009
+
Biz Din için değiliz; Din bizler içindir.
Allah, Kitap, Din, Peygamber insanın tekâmülü içindir.
Biz Kuran’daki doğruluk, dürüstlük, iyilik ve güzellikle ilgili ayetleri alır kendimize yol gösterici sayarız.
Günümüz ahlak ve hukuk kurallarıyla uyuşmayanlarını bizler için söylenmemiş sayarız.
Her çağın kendine özgü kuralları vardır.
Ortaçağ kuralları bizi bağlamamalıdır.
Şimdi kal sağlıcakla,
Sevgi, kucak dolusu,
Nur Hanıma ve sana…
Av. Eren Bilge Balta…2.8.2009
X
X49
GÜZEL SÖZ
Âlemlerin Rabbi, yalvarıp yakar¬madan hoşlanır.
Büyüklük taslama¬dan ise asla hoşlanmaz.
Büyüklük Al¬lah’a mahsustur.
(Seyyid Muhammed Raşid k.s)
SEMERKAND TAKVİMİ 11 TEMEMUZ 2008
+
Önüne gelen Allah adına konuşuyor. Nereden biliyor Allah’ın, yalvarıp yakarmadan, hoşlandığını. Hâşa Allah aşağılık duygusuna kapılmış bir varlık mıdır ki pohpohlandıkça gururu okşanmış olsun.
Bu ne denli Allah’tan habersizliktir. Sanki gözü ile görmüş gibi anlatıyor. Muhakeme, mantık yeteneğin olmaya da inanasın.
Kutsal kitapların anlattığına göre Allah yalnızca temiz davranışlardan, doğruluktan, dürüstlükten, iyilikten, sevgiden, barıştan, kardeşlikten hoşlanır.
Kendini üstün görüp büyüklük taslamak ise nefsinin tutsağı olmuş cahil kişilere özgüdür. Onlar da toplum tarafından çabucak dışlanır zaten.
Allah (Tanrı) maddi bir varlığın adı değildir. Allah (Tanrı) simgesel bir anlatımdır. Bir örnek vermek gerekirse K. Enfal 8/1 ve 41 ayetlerinde ganimetlerden söz edilir. Burada “Ganimetlerden Allah’ın da payı olduğu” söylenir.
Bu iki ayette geçen Allah sözcüğü ile anlatılmak istenen; “yoksullar, yolda kalmışlar, dullar ve de kamu yararına yapılacak işlerdir.” Demek ki bu iki ayette iki ayet simgesel olarak kullanılmıştır. Bu iki ayette geçen Allah sözcüğü “yoksulları, yolda kalmışları, dulları ve de kamu yararına yapılacak işleri” simgelemektedir. Yoksa “Yerin ve göğün maliki olan Allah” ganimeti neylesin?..
Ne var ki Allah, bütün insanlıkta, insanın zannına göre oluşan bir varlıktır. Bu ise büyük bir yanılgıdır. Bu yanılgıyı açıkladığın zaman adın dinsize çıkıyor. Yani şimdi biz, bize dinsiz, diyecekler diye gerçekleri söylememeli miyiz?
Bu konuda şu ayetlere bakabilirsiniz: “K. 2/78. 6/116, 148. 10/36, 66. 53/28″
Bu ayetlerde insanların zannından oluşan bir Allah’a inandıkları açıklanmaktadır.
Kutsal kitaplarda bulunan bu simgesel anlatımları çözmediğin takdirde kutsal kitaplardan bir şey anlamazsın; hiçbir tekâmül belirtisi göstermeden geldin gibi gidersin.
Senin gibi düşünüp inanmayanları kâfir müşrik statüsüne koyarak onların canını almaya kalkarsın ve de bu düşüncenle de Allah’a hizmet ettiğini sanırsın.
Av. Eren Bilge Balta, 4.8.2009
+
Sayın Nur Turan,
Sana saygı, sevgi her an…
4.8.209 tarihli yazımı olduğu gibi geri göndermişsin,
Bu konuda hiçbir yorum yapmamışsın.
Ve de görüş eklememişsin.
Tanrı’nın bir selamını bile esirgemişsin bizden…
Olduğu gibi göndermişsin bize;
Bir Sayın ya da Bay demeden…
Soru yok, yorum yok, ilgi yok, duygu yok, düşünce yok…
Saygı yok, sevgi yok, bir merhaba ve de bir Tanrı selamı bile yok…
Şimdi bu konuda ne deyebilirim ben sana…
Çok açıklama yapardım bir sözcük sorun olsa…
Şimdi kal sağlıcakla,
Saygılar, sevgiler yeniden sana…
Fevzi Günenç dostumuz da
Tanık olsun bu yazışmamıza…
Av. Eren Bilge Balta, 21.9.2009
X
Sayın Bilge Balta,
Yazılarınızı ilgiyle okuyorum. Fevzi Günenç dostumuzun beni umutlandırmasıyla bana özel yazmanızı bir hayli bekledim. Hep topluma seslenişinizi yolladınız bana. Özel bir şey yok.
Tam seyahate çıkarken son yazınızı aldım. Hani hayatta olduğumu, ama sizin özel yazmanızı beklediğimi bildirmek üzere yazınızı olduğu gibi geri yolladım. Eh muradıma da nail oldum.
Fevzi Günenç bana sizden öyle övgüyle bahsetti ki; bilmem ki gerçekten onun dediği gibi aradığım kişi misiniz? Gönül gözünüz açık olduğuna göre; konuyu sizin değerlendirmenize bırakıyorum.
İyilik dileklerimle,
Nuran Turan, 24.9.2009
+
Değerli Dost Nuran Turan,
Sana saygı, sevgi buradan…
Nazik iletinizi aldım.
Mutlu oldum.
Fevzi Günenç ne diyorsa doğrudur:
Hiçbir zaman duygu ve düşüncelerimde
Gerçeğe (Allah’a) aykırı bir eylemim yoktur.
Allah’la iner Allah’la kalkarım.
Beni gerçeğe (Allah’a) yaklaştıran
Allah’a (Akıl, sağduyu, vicdan verileri…) taparım…
Kuran’da şöyle bir ayet vardır:
“Ve sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar
Rabbi’ne ibadet et denir…” (K. Hicr. 15/90)
Hayri Balta, Rabbine ibadetten gayri ne bilir…
“Ölmeden önce öldükten” sonra
25 yaşında “yeniden doğduktan sonra”
Mesafe aldım, alırım Allah yolunda…
Aradığınız kişi olup olmadığımı bilemem.
“Ben, tam aradığınız kişiyim!” deyemem.
Kendi halinde “Eren Bilge” bir kişiyim.
Her geçen gün kendimi yetiştirmekteyim.
Bana sorulmazsa yanıt veremem pek.
Benden yanıt alabilmek için sormak gerek…
Bilmem anlatabildim mi derdimi.
Az da olsa tanıtabildim mi kendimi…
Şimdi kal sağlıcakla,
Yeniden saygılar, sevgiler sana…
Av. Eren Bilge Balta, 25.9.2009
X
Ne mutlu size ki yeniden doğma eylemini tatmışsınız.
Oysa ben her gün sancılar içinde yeniden doğuyorum.
Niyazım kendimle buluşmak. O yüzden ardınıza düştüm
Allah’ın selamı üzerinize olsun
Nuran Turan, 26.9.2009
X
Değerli Nuran Turan,
Sana saygı, sevgi buradan…
Göndermeye çalışacağım
Yazdıklarımdan zaman zaman…
Bu arada sana yeni bir kitap öneriyorum.
Öncelikle bu kitabı alıp okumanı istiyorum.
TANRILARA KARŞI SÖYLEV
Marguis de Sade
Çeviren Işık Ergüden
Versus yayınlarından, 152 sayfa… 12,5 lira
Bu kitapta Tevrat ve İncil’deki hurafeler masaya yatırılmış.
Bütün dinlerin hurafelerle ve masallarla
Dahası akıl dışılıklarla dolu olduğunu çok güzel dile getirmiş…
Bu kitap yeni yeniden doğuş kapıları açar.
Dini bütün biri okusa kalır naçar…
İşin başı sonu insandır,
Gerisi hurafedir, yalandır…
Ne ararsan kendinde ara
Mekke’de, Kudüs’te Haç’ta değildir.
Şimdi kal sağlıcakla,
Yeniden saygılar, sevgiler sana…
Av. Eren Bilge Balta, 28.9.2009
X
Saygı değer Bilge Balta
Önerdiğiniz kitabı dönüşte alacağım
Şu anda Palo Alto -San Francisco- dayım
Ne ararsam kendimde aramamı ve de kendi değerimi bilmediğimi söylerlerse de Hala bulduklarıma inanamıyorum
Oysa her dileğim kabul olur ve de her istediğimi elde ederim
Ama nedense yaşama sevincim yok
Hırsım hiç yok Kıskançlığım yok
Vardır elbet bir sebebi bütün bunların
Elbet bir gün onu da bulacağım
Kalın sağlıcakla
Nuran Turan, 28.9.2009
X
Şu anda San Francisco-Palo Alto dayım.
Size yazdığım aşağıdaki mesaj sanırım ulaşmadı
Nedense sizinle konuşmak ihtiyacındayım
Telefonunuzu yazarsanız dönüşte aramak isterim
İyi çalışmalar dileklerimle selamlar
Nuran Turan, 4.10.2009
+
Saygı Değer Nuran Hanım,
Sendeki Tanrı aşkına hayranım.
İnsan için dünyaya gelmekten murat
Huzur ve mutluluk içinde bir hayat.
İnsan buna kendi nefsi ile savaşarak ulaşır.
Bunun din ilmindeki adı: Vuslattır.
Vuslat demek Tanrı’ya ulaşmaktır.
Tanrı’ya ulaşmak da, dediğim gibi huzur içinde yaşamaktır.
Arma Tanrı’yı kendi dışında
Tanrı, “Kişinin kalbi ile kendisi arasında…” (Bak. Kuran, 8/24)
Tanrı: Yüce değerler ve olumlu kavramlar toplamıdır.
İnsan buna; nefsi ile mücadele ederek ulaşır…
Demişsin: “Ama nedense yaşama sevincim yok.”
İşte bizim yolda böyle bir ruhsal durum yok…
İnsan önce kendine barışık olmalıdır.
Öncelikle bu hastalıklı ruh halinden kurtulmalıdır.
Benim sana bir yararım olacaksa burada olur.
Tanrı katına ulaşanlar bu ruh halinden kurtulur.
Buldukça bunamak sağlıklı insana yakışmaz…
Dünyayı gezecek maddi gücü olan niçin huzur bulamaz.
İşte sana telefon numaram: 0 312 255 92 21
Çalışma saatleri içinde arayabilirsin beni bu numaradan…
Şimdi kal sağlıcakla,
Yeniden sevgiler sana…
Av. Eren Bilge Balta, 5.10.2009
X
Dünyayı gezecek maddi gücü olan neden mutlu olamaz Dersiniz
Bilmez misiniz ki mutluluk olayı parayla satın alınmaz
Yalnız maddi gücüm değil başka güçlerim de tam
Örneğin öncelikle başkalarını düşünme gücüm
Kendimi yok sayıp hep başkalarını ön plana alma gücüm
Böylece kendimi mutlu etme gayretim yok
Daha doğrusu bir türlü sıra bana gelmiyor
Selamlar,
Nuran Turan, 6.10.2009
X
Değerli Nuran Turan,
Beğendim, mantığın yaman…
Ne var ki mutlu olmayan mutlu edemez.
Bu mantıkta olan Tanrı yolunda mesafe alamaz.
“Sağlam olanlar değil hasta olanlar hekime muhtaçtır.”
Sen sağlam olunca Hekim sana ne yapacaktır?
Hemen savunmaya geçmek, Nefs-i emaredendir.
Tanrı yolunda mesafe almak için önce nefsi emare tepelenmelidir.
Hemen savunmaya geçmişsin durup düşünmeden…
Şeytanın esiridir düşünmeden kendini beğenen…
Şimdilik bu kadar yeter…
Bakalım buna Nuran Turan Hanım ne der…
Av. Eren Bilge Balta, 6.10.2009
X
Nefsi emare
Kendini beğenmek
Nerede o günler
Ben size ne diyorum
Siz ne anlıyorsunuz
Benim derdim hiç olduğuma inanmak diyorum
Siz beni şeytanın işbirlikçisi sanıyorsunuz
Şeytanla hiç işim olmaz
O da haddini bilir yanıma uğramaz
Elimde başka güçler var derken
Benden gizlenen kendi hayatımla ilgili olayları görür çözerim
Dualarım kabul olur
Amma velakin yaşama sevincim nerede gizli onu bilemiyorum
Hoş onu da çok iyi biliyorum da insan boyutunda olmam onu engelliyor
Yani kendimden başka olanları hayatımda ön plana almam
Sevdiklerime kıyamamam engelliyor
Hoş beni çok yakından tanımadan size derdimi anlatamam
Yakından tanımanıza da izin vermem
Boş verin
Sizin mutluluğu bulmanıza sevindim
Kalın sağlıcakla
Nuran Turan, 6.10.2009
X
Değerli Nuran Turan,
Yamandır, yaman…
“Şeytanla hiç işim olmaz
O da haddini bilir yanıma uğramaz…”
Bu durumda siz sorunlarınızı çözümlemişsiniz.
Şeytan gibi güçlü birini dizginlemişsiniz…
Bu durumda sizi kutlamak gerek…
Asıl önemlisi “Dualarım kabul olur…” diyorsun.
Et duayı, bütün isteklerin kabul olsun.
Durum bu olunca benden bir şey alamazsın.
Benden bir şeyler alabilmek için,
Öncelikle bildiklerini unutmalısın…
Bu durumda bana;
Yolun açık olsun demek düşer sana…
Şimdi kal sağlıcakla,
Başarılar dilerim sana…
O, şeytandan arınmış olarak gittiği yolda…
Av. Eren Bilge Balta, 6.10.2009
X
—– Original Message —–
From: nturan@emta-tr.com
To: BİLGEBALTA
Sent: Saturday, October 10, 2009 8:18 PM
Subject: Re: Kuran’ın Kökeni Hk.
Asırlardır söylenenler yalan mı sizce
Sayın Nuran Turan,
Önce sevgimiz var.
Sorunuzun yanıtı:
Yalanı da var, doğrusu da var.
Arif olan kişi yalanı, doğruyu arar.
Her söylenene körü körüne inanmak…
Aydın kişiye verir zarar…
Saygılarımla,
Av. Eren Bilge Balta, 11.10.2009
X
—– Original Message —–
From: nturan@emta-tr.com
To: BİLGEBALTA
Sent: Sunday, October 11, 2009 10:20 AM
Subject: Re: Kuran’ın Kökeni Hk.
Yani dersiniz ki
Her kişi kendince bulmalı
Kendisine yararı ve zararı olacakları
Teşekkürler
Selamlar
Nuran Turan
x
Sayın Turan,
Söz söylenir mi okunmadan…
Önce sözünü ettiğim kitabı okuyalım.
Ondan sonra seninle enine boyuna konuşalım:
Oku da bak! Nasıl aldanmışız?
Peygambere vahiyle kitap gönderen bir Allah var sanmışız…
Önce oku…
Okursanız bitmez konu…
Sevgilerimle,
Av. Eren Bilge, 11.10.2009
X
Sn. Hayri Bilge,
Sizi bana Fevzi Günenç tanıttı.
Kişiliğinize hayran olmamak mümkün değil.
Çocuk kitapları yazıyorum. Çocuklara yazılan dini öyküler beni rahatsız ediyor. Yurt içinde ve yurt dışındaki kitapları inceledim. Yazmaya soyundum, yazdıklarımı tartışacak birini ararken Fevzi bey bana sizi salık verdi. Ayrıca dini konuları da sizinle konuşmak isterdim.
Sitenize girdim, görüşlerinize katılıyorum.
Buralarda olsanız ne iyi olurdu.
İyi çalışmalar dilekleriyle,
Nuran Turan
Nuranturan.com, 25.10.2009
X
Sayın Nur Turan,
Sana saygı H. Balta’dan…
Sitemizi okumana sevindim.
Görüşlerime katılmanı beğendim.
Bu sende bir öz (cevher) olduğunu gösterir.
Çoğu bu cevheri gösterememiştir.
Çalışmalarında başarılar.
Önümüzde çok günler var.
Sevgiler sana
Şimdi kal sağlıcakla
Av. Hayri Balta, 27.10.2009
X
Cevabınızın bir hayli geç gelmesi beni çok düşündürdü
Oysa Fevzi bey bana sizi aradığım adam olarak tanıtmıştı
Ben kendimdeki öz cevhere inanmamayı sürdürürken bir hayli hırpalandım
Sanırım durup şükretme zamanım geldi
Gerçi bana verilenlere her zaman şükretmişimdir
Ama
İşte bu ama dır beni yıpratan
Ne yazık ki sizin de insan boyutundan dışarı çıkamayaşınız beni size yaklaşmayı engelliyor
Neylersiniz ki insanın sınırlı beden ve düşünce kabiliyetindeyiz bizler
Arada bir de olsa bana seslenirseniz sevinirim
İyi çalışmalar dileklerimle
Nuran Turan, 27.10.2009
X
Sayın Nur Turan,
Duyarlılığına kurban…
Yanıtım bir hayli geç değildi.
İletini Pazar günü aldım…
Yanıtı Salı günü erkenden gitti…
Bilir misin acaba bilmem…
Bir saniyesi bil boş olmayan biriyim…
İletinin yanıtı gecikirse
Bil ki H.B. elindeki işleri bitirmekte…
Elbette insan boyutundayım.
İnsan boyutunda olmaktan da
Mutlu olmaktayım.
Hiçbir özelliğim, hiçbir üstünlüğüm yoktur.
Kendi halinde bir insan olarak yaşamaktayım.
Takdir sizindir; ister yaklaşır, ister uzaklaşırsınız.
Her iki halde de, nazarımda, saygın bir insansınız…
İletine yanıtım gecikirse
İhmalkârlık, unutkanlık yoktur
Gecikmemde…
Şimdi kal sağlıcakla,
Sevgiler sana…
Av. Eren Bilge Balta, 27,10.2009
X
Aybaşında yapılan check up da kalbimden çıkan normalde 3 cm çapı olması gereken aortun çapı 6.3 olmuş (ameliyat sınırı 5 cm İmiş)
Devamlı yapılan tetkiklerde atlanmış
Ayrıca bir şikayetim de yoktu bir ay önce durmadan bir buçuk saat tenis oynadım haftada iki kere
Acil ameliyat oldum
Bu ameliyat kalp ameliyatlarının içinde en ağır olanı imiş
Şu anda evdeyim
Spor ve sağlıklı beslenme sayesinde çabuk iyileşiyorum
Sevgilerle
Nuran Turan,20.12.2009
+
Sayın Nur Turan,
Hastalığını duydum,
Üzüldüm inan…
Geçmiş olsun dileklerimi sunarım.
Bir an önce sağlığına kavuşursun umarım.
Şimdi kal sağlıcakla,
İyilikler sana
Hayri Balta, 21.12.2009