CÜCE HAYDAR

CÜCE HAYDAR

 

Uzunyorucubirgününardındanbirçayiçimisoluklanacağımızsimitçide, ikiküçükhasırtabureyeoturmuştuk.Küçücükalandayanyanamasalarkonmuş, masalararasıancakbirkişiningeçebileceğiboşluklarbırakılmıştı.

Ayaklarımızdakivebelimizdekisızıbirsüreliğinebizeacısınıhissettirmeyecekti.Sıcakçaylarabiranöncekavuşmakdileğiyle, servisyapacakelemanabakınırolmuştuk.

Hiçbeklemediğimizbiryükseklikten “Buyurun!” diyebirsesgelmişti. Şaşırmıştık! Bizlerintaburedekiuzunluğumuzdandahaaşağıdangelensesedoğrubaşımızıçevirdiğimizde, ortayaşıçoktangeçmiş, birerkekduruyordu.Şaşkınlığımızı ne kadargizlemeyeçalışmışolsak da, o butürşaşkınlıklaraalışıkbiredayla, söylemişolduğumuzikiçayıelindekiadisyona not etmiş, masadaduranşekerkabınınaltınasıkıştırmıştı.

Koşaradımlarlaelindeikiçaybardağını “Tavşankanıbunlar!” diyerekuzatmıştı.Teşekkürettik, bardağıniçindeeriyenşekeredikkatimivermişken;

“Hey sen! Baksana…” diyenseseyönelmiştim.

Başımıçevirmedenyanmasadanelerolupbittiğinirahatlıklaalgılayabiliyordum.

“Nerelisinsen?” dedimasadaoturanirikıyımmüşteri.

Erkeksesinintüminceliğiyle; “Iğdırlıyımabi!” diyecevaplamıştı.

“Ne kadardırAnkara’da sın?”

“Birkaçgünoldugeleli…”

“Neredeoturuyorsun?”

“Sincan’da, birhemşeriminyanındayımşimdilik.”

“Ne kadardırburadaçalışıyorsun?”

“Bu ikincigünümabi!” dedi.

Diğermasadanseslenenmüşterininçayınıtazelemekiçinizinisteyip, görevinedevametti.

Çaylarıtazeliyor, hesaplarıkesiyor, bütünmasalaraneredeysekendisiservisyapıyordu.

Tekrarbizimmasanınarasındangeçerken, adamcüzdanındançıkardığıkartvizitiniuzatarak,

“Al bunuişsizkalırsan, başınsıkışırsa, birsorununolursabeniara” diyerekuzatmıştı. Şaşkınlıkiçerisindekartıelinealmıştı.Biraztedirgindi. İleridenolanbiteniizleyendükkansahibi;

“HayırdırHaydar, birsorun mu var?” diyerekyaklaştığında, mahcupbirşekildebaşınıöneeğmiş, sorulansoruyumüştericevaplamıştı.

Başhareketleriyle ne olduğunuanlamadanuzaklaşanişveren, tezgahındiğertarafındaHaydar’anelerolupbittiğinisormuşolsagerektiki, suçlugibiolanıbiteniaktarmıştı.

Kartıverenkişi, yanındakiarkadaşına;

“BizimHakan’ıbilirsin, enineboyuna… Düşünsenebizimdükkândabucüceyleçalıştığını, ne muhteşemolur!” diyeaklındangeçenipaylaşmıştı.Benim de merakımgitmişti.

Belli kimüşterileringeldiğibirişyerinesahipti.Gelenmüşterilerindikkatiniçekmekistiyordu.Yanındaçalışanenineboyuna, bir de kısahattacücekoydu mu tümdikkatikendidükkânınayöneltecekti.

Konuşmasında, her ne olursaolsun, başınsıkıştığında, işsizkaldığındabeniarayabilirsinderken, duygusalolarakifadeettiğicümlelerindekendine de bir pay biçmişti.

Sıcakçaylarımızıiçmiş, birbardakçaybedeliolarakbıraktığımızbahşişimizlebakışlarıüzerineçeken, alışıkolmadığımızfizikiyapıyasahipHaydar’a da bizim de küçükbirkatkımızolmuştu.

YenerBalta, 22 Mayıs 2010