MENEKŞELER

MENEKŞELER

Bakanı gittiğinde ardından ağlar mıydı çiçekler?
Ağladılar!..
Tıpkı benim gibi, tıpkı sevenleri gibi…
Ağladıkları yetmedi, gün gün soldular, can suyu yetmedi, kurudular.

Uzun süre yas tuttu o mutfak penceresi!..
Hiçbir çiçeği kabul etmedi o pervaz…

Sıra sıra küçük saksılarda renk renk sıralardı annem menekşelerini…
Alı, moru, beyazı…
Sabah güneşinden sonra “günaydın” derdi onlara sıcacık…
Konuşurdu onlarla.
Anlar mıydı çiçekler söylenenleri?
Sevgi sözcükleriyle coşarlardı, yarışırcasına…

Gelen giden pek severdi menekşelerini,
Gözü kalırdı beğenenlerin, nazar değecek diye titizlenirdi.
Nazara inanırdı annem!
Benim de olsun diyenler yaprağından aldıklarında, canından can koparırlardı annemin.
Çok severdi menekşelerini…

Denedim olmadı üzerine annemin!
Arkadaş olsunlar dedim biri bile kök salmadı toprağına,
İnatlaşırcasına…
Kuru ayaza, kızgın güneşe, esen rüzgara,
Dayanamadılar…
Hele ki yokluğuna, acısına hiç…

Annem olmasa da yeni gelen mor menekşeyi kabul eder miydi o pencere, o pervaz..
Güneş selamlar mıydı sabahları…

YENER BALTA, 17 NİSAN 2015