DİNSİZ
skip to main | skip to sidebar
DİNSİZ
21 Eylül 2008
MUHAMMED’İN MAL VARLIĞI
Evinde 2-3 ay aş için ateş yanmadığı; bu evde su ve hurmadan başka yiyecek bulunmadığı yolunda patetik hadisler nakledilmiştir. Bu hadislerin Buhari’de yer alma konusu başka bir tartışma konusudur, çok da uzun sürer.
Başka hakikatlere bakalım-bırakalım tenakuz olarak kalsın-:
*Çok zengin bir kadın olan Hatice’den miras kalanlar
*Ebubekir’in sağladığı mallar
*Medinelilerin sağladığı mallar
*Düşünülemeyecek kadar çok ganimetler: Medine yakınlarındaki Hurmalıklar; Hayber Hurmalıkları; Fedek Hurmalıkları bkz:( Sahih-i Buhari tecrid: 1288 nolu hadis ve Kamil Mirasın açıklamaları)
*Humus (savaş ganimetinin beşte bir payı)
*Ayetnip (Bazı savaş ganimetlerin tümü. Örnek: Nadiroğullarından Fedek Halkından elde edilen ganimet böyle olmuştur. F.Razi: 29/284; Kurtubi 18/19 )
*HAŞR SURESİ 6.AYET:6 – Allah’ın, onlardan peygamberine verdiği ganimetlere gelince siz onun üzerine ne at, ne de deve sürmediniz. Fakat Allah peygamberini, dilediği kimselerin üzerine salar. Allah her şeye kadirdir.
Haşr Suresi 6. ayetin Tefsiri: Elde edilmesinde zorluk olmayan ganimete de fey’ adı verilmiştir. Şer’an da fey’, kâfirlerin mallarından müslümanlara dönen ganimet ve haraç gibi gelirler demektir. Denilmiştir ki ganimet, harb esnasında kâfirlerden üstünlük ve galibiyyetle alınan şeylerdir. Hükmü, Enfâl Sûresi’nde geçen “Bilin ki, ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin beşte biri Allah’a, Resulüne…” (Enfâl, 8/41) âyeti gereğince beşte birdir. Fey’ ise harp bittikten ve feth edilen yer Dar-ı İslâm olduktan sonra onlardan alınan mallardır. Hükmü, beşe bölünmeksizin hepsi müslümanların menfaatlarına uygun olan yönlere sarf edilir.” âyette geçen zamirinden maksat, yurtlarından sürülen kâfirler, yani Benî Nadir’dir. Onlardan Resulullah (s.a.v)’a ganimet olarak verilenler de, bırakmış oldukları taşınır ve taşınmaz malların ganimet olmak üzere Resulullah’ın eline verilmesi ve tasarrufuna geçirilmesi demektir.
SÜNNETE BAKALIM: Nadir Oğulları’nın malları, elde edilmesinde fazla zorluk çekilmeyen ganimet kabilinden bir fey’ olarak kalmıştı. Sahâbîler bunun, Bedir’de olduğu gibi Enfâl Sûresi’de bulunan âyetlerin hükmü gereğince beşe bölünerek kalanın taksim edileceğini sanmışlardı. İşte bu âyetle bunun bilhassa Resulullah’a aid bir fey’ olduğu beyan edilerek buyuruluyor ki, Allah’ın yurtlarından çıkarmakla perişan ettiği o kâfirlerden fey’ olarak Resulü’ne iâde buyurduğu mala gelince siz ona ne at oynattınız ne de deve.
HADİSE BAKALIM TEKRAR: Buharî, Müslim Tirmizî, Nesaî ve diğer kaynaklarda rivayet edildiğine göre, Hz.Ömer demiştir ki, “Nadir Oğulları’nın malları, Allah Teâlâ’nın, Resulü’ne ganimet olarak verdiği, elde edilmesi hususunda müslümanların ne at ne de deve sürmediği ganimet malı idi ve Resulullah’a mahsustu. Hz.Peyamber bu maldan ehlinin bir senelik nafakasını ayırdı, kalanını silah ve hayvanat ile Allah yolunda hazırlanmak için sarfetti. Nadir Oğulları’na karşı yapılan kıtal da ehemmiyetsizdir.” (sÜNNET VE hADİS DIŞINDA yukarıdaki Ayet tefsiri Elmalılı Hamdi Yazırdan alıntılandı)
* “De ki, ganimetler Allah ve Peygambere aittir. (Enfal, 8/1),
* Muhammedin şahsi zengiliğinin DİĞER işaretleri: 60’tan fazla kölesi, 20 cariyesi; Karılarından Ayşe’nin bir andını bozması üzerine KENDİSİNE AİT OLANLARDAN 40 köle birden AZAD etmesi (Buhari; tecrid hadis no: 699 ve devamına dair kamil Miras’ın İzahı)
* Veda Haccı öncesinde kendi hazinesinden 100 deve kuban kestiren, hatta bir kısmını da kendi kesen; bir kısmını da damadı Ali’ye kestirEBİLECEK bir dünyalığa sahip olması (Buhari ve Müslim’de Kitabu’l-hac’ca bkz).
* Rukye: Nefes etme ve okuma sonucu Teda vi ettiği-yani E’t-Tıbbün-nebevi’yi uyguladığı vakalarla doludur Kütub-u Sitte. Her defasında Rukye adı altında ücret aldığın: koyun sürüleri, kurutulmuş, yoğurt, et artık ‘Şifa bulan’ın gönlünden ne koparsa, gücü ne kadarsa ÜCRET almıştır Muhammed (s.a.v). Uhruc duası ile (”Uhruc adevullah, ene resullullah!”) diyerek Cin çıkaran da bu Muhammed Mustafa’dır.* El-Müellefetül Kulüb ve ganimetlerin büyüklüğüne örnek: Hevazin-Huneyn savaşında ganimet olarak elde edilenler Buhari’nin e’s-Sahih’inde sayılıp dökülür: 6 bin kadın; 24 bin deve; 40 bin davar; 4 bin okiyye gümüş. Taberi ve Ceziri’ye göre düpedüz RÜŞVET VEREREK kabilenin ileri gelenlerinin Kalplerine İslama Isındıran (Yaşar Nuri terminolojisi ile) da bu Zat. EbuSüfyan’dan-Hars oğlu Ala’ya kadar 15 kişilik putataparlara İslama gelsinler diye 100’ER (YÜZ’ER) deve verende O. Kurana El-Müellefetül Kulüb diye de girmiş bu olay.
Sahihi Buhari’de ve İbni İshak’da Cabir b. Abdullah rivayetine göre şunları okuyoruz:
”Benden evvel hiç kimseye (diğer nebilere) verilmedik beş şey, hep birden bana verilmiştir: 1-) Düşmanın kalbine korku salmak 2-) Yeryüzü bana namazgah kılındı 3-) Cihad yolu ile bana ganimet helal edildi (”Ganaim bana helal edildi” Halbuki benden evvelki Nebilere helal değildi) 4-) Bana Şafaahat verildi 5-) Bütün kavimlerin peygamberi sayılmak (”Benden evvel her nebi hassaten kendi kavmine ba’s olunurken; ben umum-ı nasa ba’s olundum”) Buhari c.II s. 223
* Enfal suresi: 1 – Sana ganimetlerin bölüştürülmesini soruyorlar. De ki, ganimetlerin taksimi Allah’a ve Resulüne aittir. Onun için siz gerçekten mümin kimseler iseniz Allah’tan korkun da biribirinizle aranızı düzeltin. Allah’a ve Resulü’ne itaat edin. (Elmalılı Meali)
* De ki; enfâl (ganimet), Allah ve Resulünündür. Yani enfâl hakkında hüküm vermek Allah’a ve Resul’e mahsustur. Bunda kimsenin oyu ve onayı yoktur. Allah nasıl emrederse Resul de onu öylece tebliğ ve icra eder (Elmalılı Tefsiri)
* Enfal suresi: 41- Şunu da biliniz ki, ganimet olarak aldığınız her hangi bir şeyden beşte biri mutlaka Allah içindir. O da peygambere ve ona yakınlığı olanlara, yetimlere, miskinlere ve yolda kalmışlara aittir. Eğer siz Allah’a iman etmiş, hak ile batılın ayrıldığı o gün, iki ordunun karşı karşıya geldiği o (Bedir) günü kulumuza indirdiğimiz âyetlere iman getirmiş iseniz bunu böyle biliniz. Ve biliniz ki, Allah, herşeye kâdirdir. (Elmalılı Meali)
Kendi payından 1/5’den fakir fukara & garip gurebayı doyurmakla mükellef iken Seyyid-i Kainat genellikle bunları kendisine ve aile efradına sarfederdi:
Örnek 1-) Hayber fetinden sonra hayber arazisinden çıkan bütün meyve, hububat cinsi ürünlerin önemli bir kısmını (Öksüz, yoksul, fakir ve gariplere d e ğ i l) Hane-i saadetine -kadınlarına kullanımlık- için göndertmiştir. Buhari: e’s-Sahihlerden Abdullah İbn Ömer rivayetidir C VII Hadis no: 1052
Örnek 2-) Beni Nazır yahudilerindenele geçirdiği malları kendi ailesinin geçimine ayırmıştır. Sahih-i Buhari Cilt VII. S 332.
* Cihad etmeden (at sürmeden) ele geçirilen ganimetleri HİÇ PAYLAŞMAZDI:
Haşr suresi: 6 – Allah’ın, onlardan peygamberine verdiği ganimetlere gelince siz onun üzerine ne at, ne de deve sürmediniz. Fakat Allah peygamberini, dilediği kimselerin üzerine salar. Allah her şeye kadirdir. (Meali) Haşr 6:. Buharî, Müslim Tirmizî, Nesaî ve diğer kaynaklarda rivayet edildiğine göre, Hz.Ömer demiştir ki, “Nadir Oğulları’nın malları, Allah Teâlâ’nın, Resulü’ne ganimet olarak verdiği, elde edilmesi hususunda müslümanların ne at ne de deve sürmediği ganimet malı idi ve Resulullah’a mahsustu. Hz.Peyamber bu maldan ehlinin bir senelik nafakasını ayırdı, kalanını silah ve hayvanat ile Allah yolunda hazırlanmak için sarfetti.” (Alusi Tefsiri)
* Savaşa katılmış olan k a d ı n l a r a ganimetten (Ganaim) pay ayrılmaz (!). Bu konuda kadınlara hak tanınmamıştır. Buna karşılık savaşa katılan a t l a r a hak tanınmıştır. Örnek: Abdullah İbn-i Ömerden rivayetine göre Muhammed ganimet alınan mallardan her bir süvariye bir ”sehm” (pay); ve süvarinin sahip bulunduğu ”AT” için ise 2 ”sehm” (pay) ayrılmasını öngörmüştür; böylece süvarilere 3 pay üzere ”nasib” kılınmalarını sağlamıştır. Sahih-i Buhari Hadis no: 1635. C: X.
* Bu ganimet konusu çok hassas bir mevzuudur: Bu ”Ganimet Siyaseti” İslama taraftar ve saha kazandırmak açısından son derece yararlı olmuştur. Muhammed taraftarları Çete saldırıları, baskın, Mukatele ve Kıyımda meşruiyet ve ç ı k a r görerek kılıç sallamışlardır.
* Ganimet derken tam olarak ne kastediliyor ve bu savaş ve Kıyımlar sonunda üleştirilen nedir.
Bakalım neymiş:
* Köle (Kadın ve çocuklar) * Cariye * Hurmalıklar, verimli-verimsiz bütün topraklar * Deve, at, koyun, kuzu ve her türlü davar * Gümüş – altın – gibi tüm mücevheratlar * Ele geçirilen silahlar
* ”Hicri 3. yılda Muhayrık adındaki Sahabisi Muhammede vasiyet yoluyla 7 (y e d i ) Hurma bahçesi bağışlar” (Muhammed Hamidullah; İslam peyga mberi) Bunları beyt-ül Mal’e (devlet bütçesine katıp fakir fukara-garip gurebayı doyuracak yerde, Kullanımı hane-i saadetine devretmiştir. Kadınları ve ev ahalisi ve kendisi bundan sebeplenmiştir.
* Mealen bu yazılanlara Hilafen rivayet edilmiş Hadislerden Örnekler:
1-) ”Peygamber öldüğünde, zırhı, bir yahudi’de 30 dirhem karşılığında rehin imiş” Sahih-i Buhari
2-) ”Biz peygamber karılarının evinde 2-3 ay bazen geçerdi de evde ateş yanmaz, sıcak aş pişmez idi. ” E’s-Sahihlerde Hz Ayşe’den rivayet edeilir.
3-) ”İki kara nesne ile yaşıyorduk: Hurma ve su. Peygamberin Medineli komşuları vardı bunların sağılan koyunları vardı. Sağdıkları koyun sütünden Nebiiye armağan gönderirlerdi. Peygamber bize de içirirdi. (Buhariden yine Hz Aişe rivayet eder).
Bunları okuyan, işitenler ağlarlar camilerde. Veda Haccında 100 deve kişisel servetinden kestiren; Bayramlarda 2şer koç kestiren bir Nebii nerede ise yarı aç-yarı tok yaşar ve karnına ”açlıktan taş basarmış”…
* E’s-Sahihlerden (Buhari hadislerinden) son çarpıcı bir örnek:
”Adamın biri peygambere gelip istekte, yardım talebinde bulunuyor. Peygamberde o kişiye ”iki dağın” arasını dolduracak kadar çok koyun verdi.’
Bu bonkörlüğün sebebi: ‘ganaim’. Haydan gelen (mal-mülk); Huy’a gider
Gönderen dinsiz zaman: 19:03
10 yorum:
Adsız dedi ki…
senin dinsiz olman Hz.Muhammed Mustafa (s.a.v)’e iftira atma hakkı vermez.senin gibiler oldukça yaşasın cehennem
12 Mart 2009 17:53
Adsız dedi ki…
Dinsiz yazarak kendine müslüman diyen bu cahil insanları inandıramazsınız.Ancak en az 3-4 adet kuran tefsiri okuyacaklar;birde incil ve tevrat’ın türkçesini okuyacaklar o zaman bu insanlıgın inanç ihtiyacını sömüren ;1. ŞEYTAN İSA(gayri meşru çocuk),2.ŞEYTAN MUSA(yahudi kral) 3.ŞETTAN MUHAMMET OLDUGUNU VE en büyük ırz düşmanı oldugunu görecellerdir.Azhap suresi50. ayet yeter töbe haşa allahın işi yok muhammet denen adamın küçük başı için ayet gönderiyor.Nikahsız yaşadıgı eşine ne dersiniz ya nikahı cebrail kılmış o’nuda afedersin pezevenk yerine koyuyor,birde muhammet sünnette geç kalıyor,peygamber sünnetliymişHepsi kur’andaokuyun görürsünüz 1400 yıldır anamızı si…nin inanın muhammet oldugunu okuyunca anladım.
ALLAHA İNANIYORUM ARAMDA PEYGAMBERDE İSTEMİYORUM,SANKİ AZDA BİRİLERİ ANAMIZI BELLETMEK İÇİN MEHDİ BEKLİYORLAR…KALEM DİLE GELDİ KAGIT BİTTİ AKIL BAŞA GELDİ ÖMÜR BİTTİ.BOŞUNA BAZILARI ENELHAK DEMEMİŞ ONLAR BİZDEN ÖNCE NEYİN NE OLDUĞUNU ANLAMIŞLAR.DOGRU OLANA AKIL DÜRÜST OLANA VİCDAN YETER …
16 Mart 2009 22:40
Adsız dedi ki…
hadi haşa dinsizim diyorsunuz da bari azıcık güzel ahlaklı olup biraz edep sahibi olsaymışsınız, yazık Allah size hidayet versin…
biraz Allahü tealanın yarattığı denizlere, göklere, güneşe, dağlara bakın hiç değilse buna şükredin.
4 Mayıs 2009 16:07
Adsız dedi ki…
bak ben terbiyeli konuşuyorum bir somut kanıt göster kardaş etme inanmak zorundayım de çık işin içinden .
23 Kasım 2009 00:17
ilker can dedi ki…
Sen inanıyorum diosun ama neye inanıyotsun
Yazılarının birinde yaratıcı varlık yok dien biri bide çıkmış bunu dio
Hadi oradan dallama
Hiç bu kadar sallama :d
6 Şubat 2010 15:57
Hombre dedi ki…
Aydınlattığın için teşekkürler.
1 Eylül 2010 11:47
Adsız dedi ki…
vay arkadaş!! müslümanlık karlı işmiş:) sevdim ben bu dini:):)
26 Ocak 2011 00:38
Adsız dedi ki…
O Yeah Hit me Baby One More Time
5 Nisan 2011 21:20
Adsız dedi ki…
evet ganimetin beşte biri peygambere aitti ayetin devamın yoksullara, yetimlere yolculara aitti diyede ekliyor pekala peygamber bu ganimeti nasıl kullanıyordu hayatını hiç okudunuzmu eline geçen şey bir gün beklemezdi tamamını aynı gün bütün fakirlere dağıtırdı peygamberlik hayatı boyunca birkez bile tam doymamış bir insan evinin tabanı toprak, duvarları kerpiç saraylarda oturmuyor toprak üzerine oturuyor yatağı kuş tüğü değil hurma lifinden örülmüş hasır yine toprağın üzerine serili yanına gelen yabancı elçiler peygamberi yanındaki halktan ayıramıyordu giydiği kıyafet aynı oturduğu yer aynı ne farklı bir kıyafet ne bir taht her gelen elçi muhammed nerde deyince burda diyorlar adam şaşırıyor hanginiz diyor her fakir onun yanına gelirdi oda yanında birşey varsa hemen verirdi yoksa yakınlarına bakar bu adamın ihtiyacını giderebilecek varmı derdi yine yoksa söz verirdi şimdi yok olunca sana vereceğim derdi hatta sahabiler ya resulallah kendini bu kadar yorma vardı verdin, olmayınca birde bulup getireceğim diyorsun dediler peygamber bundan hoşnut olmadı o sırada onu iyi anlayan bir sahabi ayağa kalkıp “ver ya resulullah, dağıt herşeyi zira sen bununla emroloundun” der ve peygamberin yüzü tekrar güler çok defa iki gün üstüste hiçbir yiyemediği oluyordu üstelik medine döneminde mekkedeki boykot yıllarından bahsetmiyorum bile hz. aişe “bazen iki defa ayı görürdükte iki siyahtan başka şey yememiş olurduk” diyor yani iki aydır sadece hurma ve su ile yaşıyorduk demişti peygamberin etrafındaki kişiler bile ellerindekinin tamamını(%100 ünü) veriyorduki o başka türlü davransa etrafındakiler ona inanırmıydı böyle herşeylerini verirlermiydi
Daha fazlasi icin: http://www.anindatepki.com/dini-konular/(hz-)-muhammed’in-mal-varligi-hakkinda/
11 Kasım 2011 21:05
Adsız dedi ki…
Sizlerin Katli vacip tir iftira atıp Ayetlerin tamamını yayınlamayıp iftirda bulunuyorsunuz ALLAH şahidimdirki biriniz benim önümde karşımda böyle bir iftirada bulunsa ona söylediklerinin asılsız oldğunu ispatlarım ve hala inat ederse zevk içinde haz alarak başını keserim..Ve ibreti alem olsun diye başını sokaklarda gezdiririm ceza evine girer paşa paşa yatarım..ALLAH -U EKBER..
Daha fazlasi icin: http://www.anindatepki.com/dini-konular/(hz-)-muhammed’in-mal-varligi-hakkinda/ 11 Kasım 2011 21:08
X
14. İslam Peygamberinin Mal Varlığı: Küçüklüğümde, gençliğimde İslam Peygamberinin yoksulluğu hakkında çok menkıbeler dinledim. En çok da şu menkıbe dikkatimi çekerdi. “Peygamberimiz o kadar yoksuldu ki evinde yiyecek bir şeyler bulamadığı zaman; açlığını karnına taş bastırarak giderirdi…”
Önceleri, akıl yürütmeyi öğrenmeden önce bu söylemlere kuzu kuzu inanırdım. Sonra denemeye kalktım. Aç kaldığım gün gömleğimin altından taş bağladım; baktım, açlığım gideceğine daha da artıyordu.
15. Emeviler, müminleri din konusunda her söylenene inanmaya zorladılar.
Cami’de her söylenene inanmak gerekiyordu. Bir soru sormaya kalkan dışlanıyordu…
Evinde 2-3 ay aş için ateş yanmadığı; evinde su ve hurmadan başka yiyecek bulunmadığı yolunda patetik (etkileyici) hadisler nakledilmiştir.
Bu hadislerin Buhari’de yer alma konusu başka bir tartışma konusudur, çok da uzun sürer.
Başka hakikatlere bakalım, bırakalım tenakuz olarak kalsın-:
– Çok zengin bir kadın olan Hatice’den miras kalanlar
– Ebubekir’in sağladığı mallar
– Medinelilerin sağladığı mallar
– Düşünülemeyecek kadar çok ganimetler
– Medine yakınlarındaki Hurmalıklar;
– Hayber Hurmalıkları; Fedek Hurmalıkları bkz:( Sahih-i Buhari tecrid: 1288 nolu hadis ve Kamil Miras’ın açıklamaları)
– Humus (savaş ganimetinin beşte bir payı)
-Ayetnip (Savaş yapılmadan elde edilen ganimetler) Örnek: Nadiroğullarından, Fedek Halkından elde edilen ganimet böyle olmuştur. (F. Razi: 29/284; Kurtubi 18/19 )
Ayetnip hakkında nüzul olan ayet:
“Allah’ın, onlardan alıp peygamberine verdiği ganimetlere gelince siz onun üzerine ne at, ne de deve sürmediniz. Fakat Allah peygamberini, dilediği kimselerin üzerine salar. Allah her şeye kaâdirdir.” (K. 59/6)
Haşr Suresi 6. ayetin Tefsiri: Elde edilmesinde zorluk olmayan ganimete de fey’ adı verilmiştir. Şer’an da fey’, kâfirlerin mallarından Müslümanlara dönen ganimet ve haraç gibi gelirler demektir.
16. Denilmiştir ki ganimet, harp esnasında kâfirlerden üstünlük ve galibiyyetle alınan şeylerdir. Hükmü, Enfâl Sûresi’nde geçen “Bilin ki, ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin beşte biri Allah’a, Resulüne aittir…” (Enfâl, 8/41) âyeti gereğince beşte birdir.
“Fey’ ise harp bittikten ve feth edilen yer Dar-ı İslâm olduktan sonra onlardan alınan mallardır. Hükmü, beşe bölünmeksizin hepsi müslümanların menfaatlarına uygun olan yönlere sarf edilir.”
Âyette geçen zamirinden maksat, yurtlarından sürülen kâfirler, yani Benî Nadir’dir. Onlardan Resulullah (s.a.v)’a ganimet olarak verilenler de, bırakmış oldukları taşınır ve taşınmaz malların ganimet olmak üzere Resulullah’ın eline verilmesi ve tasarrufuna geçirilmesi demektir.
17. Nadir Oğulları’nın malları, elde edilmesinde fazla zorluk çekilmeyen ganimet kabilinden bir fey’ olarak kalmıştı. Sahâbîler bunun, Bedir’de olduğu gibi Enfâl Sûresi’de bulunan âyetlerin hükmü gereğince beşe bölünerek kalanın taksim edileceğini sanmışlardı. İşte bu âyetle bunun bilhassa Resulullah’a aid bir fey’ olduğu beyan edilerek buyuruluyor ki, Allah’ın yurtlarından çıkarmakla perişan ettiği o kâfirlerden fey’ olarak Resulü’ne iâde buyurduğu mala gelince siz ona ne at oynattınız ne de deve.
18. Buharî, Müslim Tirmizî, Nesaî ve diğer kaynaklarda rivayet edildiğine göre, Hz.Ömer demiştir ki, “Nadir Oğulları’nın malları, Allah Teâlâ’nın, Resulü’ne ganimet olarak verdiği, elde edilmesi hususunda Müslümanların ne at ne de deve sürmediği ganimet malı idi ve Resulullah’a mahsustu. Hz. Peygamber bu maldan ehlinin bir senelik nafakasını ayırırdı, kalanını silah ve hayvanat ile Allah yolunda hazırlanmak için sarfetti. Nadir Oğulları’na karşı yapılan kıtal da ehemmiyetsizdir.” (SÜNNET VE HADİS DIŞINDA yukarıdaki Ayet tefsiri Elmalılı Hamdi Yazır’dan alıntılandı)
– Muhammed’in şahsi zenginliğinin diğer işaretleri:
60’tan fazla kölesi,
20 cariyesi;
Karılarından Ayşe’nin bir andını bozması üzerine kendisine ait olanlardan 40 köle birden AZAD etmesi (Buhari; tecrid hadis no: 699 ve devamına dair kamil Miras’ın İzahı)
Veda Haccı öncesinde kendi hazinesinden 100 deve kurban kestiren, hatta bir kısmını da kendi kesen; bir kısmını da damadı Ali’ye kestirebilecek bir dünyalığa sahip olması (Buhari ve Müslim’de Kitabu’l-hac’ca bkz).
– Rukye: Nefes etme ve okuma sonucu tedavi ettiği-yani E’t-Tıbbün-nebevi’yi uyguladığı vakalarla doludur. (Kütub-u Site).
– Her defasında Rukye adı altında ücret aldığı: koyun sürüleri, kurutulmuş, yoğurt, et…
– Artı olarak: ‘Şifa bulan’ın gönlünden ne koparsa, gücü ne kadarsa ücret almıştır Muhammed (s.a.v). Uhruc duası ile (”Uhruc adevullah, ene resullullah!”) diyerek Cin çıkardığında aldıkları…
– El-Müellefetül Kulüb ve ganimetlerin büyüklüğüne örnek:
19. Hevazin-Huneyn savaşında ganimet olarak elde edilenler Buhari’nin e’s-Sahih’inde sayılıp dökülür:
6 bin kadın; 24 bin deve; 40 bin davar; 4 bin okiyye gümüş.
Taberi ve Ceziri’ye göre düpedüz rüşvet verilerek kabilenin ileri gelenlerinin Kalplerini İslam’a Isındırmak da (Yaşar Nuri terminolojisi ile) uygulana gelen bir yoldur.
Ebu Süfyan’dan-Hars oğlu Ala’ya kadar 15 kişilik puta taparlara İslam’a gelsinler diye 100’er (yüz’er) deve verilmiştir. Bu olay Kurana El-Müellefetül Kulüb diye de girmiştir.
Sahihi Buhari’de ve İbni İshak’da Cabir b. Abdullah rivayetine göre şunları okuyoruz:
”Benden evvel hiç kimseye (diğer nebilere) verilmedik beş şey, hep birden bana verilmiştir:
1- Düşmanın kalbine korku salmak
2- Yeryüzü bana namazgah kılındı
3- Cihad yolu ile bana ganimet helal edildi (”Ganaim bana helal edildi” Halbuki benden evvelki Nebilere helal değildi)
4- Bana Şafaahat verildi
5- Bütün kavimlerin peygamberi sayılmak (”Benden evvel her nebi hassaten kendi kavmine ba’s olunurken; ben umum-ı nasa ba’s olundum”) Buhari c.II s. 223
20. * Enfal suresi: 1 – Sana ganimetlerin bölüştürülmesini soruyorlar. De ki, ganimetlerin taksimi Allah’a ve Resulüne aittir. Onun için siz gerçekten mümin kimseler iseniz Allah’tan korkun da birbirinizle aranızı düzeltin. Allah’a ve Resulü’ne itaat edin. (Elmalılı Meali)
* De ki; enfâl (ganimet), Allah ve Resulünündür. Yani enfâl hakkında hüküm vermek Allah’a ve Resul’e mahsustur. Bunda kimsenin oyu ve onayı yoktur. Allah nasıl emrederse Resul de onu öylece tebliğ ve icra eder (Elmalılı Tefsiri)
* Enfal suresi: 41- Şunu da biliniz ki, ganimet olarak aldığınız her hangi bir şeyden beşte biri mutlaka Allah içindir. O da peygambere ve ona yakınlığı olanlara, yetimlere, miskinlere ve yolda kalmışlara aittir. Eğer siz Allah’a iman etmiş, hak ile batılın ayrıldığı o gün, iki ordunun karşı karşıya geldiği o (Bedir) günü kulumuza indirdiğimiz âyetlere iman getirmiş iseniz bunu böyle biliniz. Ve biliniz ki, Allah, her şeye kaâdirdir. (Elmalılı Meali)
21. Kendi payından 1/5’den fakir fukara, garip gurebayı doyurmakla mükellef iken Seyyid-i Kainat genellikle bunları kendisine ve aile efradına sarfederdi:
Örnek 1- Hayber fethinden sonra Hayber arazisinden çıkan bütün meyve, hububat cinsi ürünlerin önemli bir kısmını (Öksüz, yoksul, fakir ve gariplere değil) Hane-i saadetine -kadınlarına kullanımlık- için göndertmiştir. Buhari: e’s-Sahihlerden Abdullah İbn Ömer rivayetidir (C VII Hadis no: 1052)
Örnek 2- Beni Nazır Yahudilerinden ele geçirdiği malları kendi ailesinin geçimine ayırmıştır. (Sahih-i Buhari Cilt VII. S 332.)
Cihad etmeden (at sürmeden) ele geçirilen ganimetleri hiç paylaşmazdı.
İşte ayet:
“Haşr suresi: 6 – Allah’ın, onlardan peygamberine verdiği ganimetlere gelince siz onun üzerine ne at, ne de deve sürmediniz. Fakat Allah peygamberini, dilediği kimselerin üzerine salar. Allah her şeye kaâdirdir. (Meali)
Haşr 6, Buharî, Müslim Tirmizî, Nesaî ve diğer kaynaklarda rivayet edildiğine göre, Hz.Ömer demiştir ki, “Nadir Oğulları’nın malları, Allah Teâlâ’nın, Resulü’ne ganimet olarak verdiği, elde edilmesi hususunda Müslümanların ne at ne de deve sürmediği ganimet malı idi ve Resulullah’a mahsustu.
Hz.Peygamber bu maldan ehlinin bir senelik nafakasını ayırdı, kalanını silah ve hayvanat ile Allah yolunda hazırlanmak için sarfetti.” (Alusi Tefsiri)
22. – Savaşa katılmış olan kadınlara ganimetten (Ganaim) pay ayrılmaz(!). Bu konuda kadınlara hak tanınmamıştır. Buna karşılık savaşa katılan atlara hak tanınmıştır.
Örnek: Abdullah İbn-i Ömerden rivayetine göre Muhammed ganimet alınan mallardan her bir süvariye bir ”sehm” (pay); ve süvarinin sahip bulunduğu ”AT” için ise 2 ”sehm” (pay) ayrılmasını öngörmüştür; böylece süvarilere 3 pay üzere ”nasib” kılınmalarını sağlamıştır. (Sahih-i Buhari Hadis no: 1635. C: X. )
Bu ganimet konusu çok hassas bir konudur: Bu ”Ganimet Siyaseti” Islama taraftar ve saha kazandırmak açısından son derece yararlı olmuştur.
Muhammed taraftarları Çete saldırıları, baskın, Mukatele ve Kıyımda meşruiyet ve çıkar görerek kılıç sallamışlardır.
23. Ganimet derken tam olarak ne kastediliyor ve bu savaş ve Kıyımlar sonunda üleştirilen nedir. Bakalım neymiş:
– Köle
– Cariye
– Hurmalıklar, verimli-verimsiz bütün topraklar
– Deve, at, koyun, kuzu ve her türlü davar
– Altın – gümüş – gibi tüm mücevheratlar
– Ele geçirilen silahlar
– ”Hicri 3. yılda Muhayrık adındaki Sahabisi Muhammede vasiyet yoluyla 7 (yedi) Hurma bahçesi bağışlar” (Muhammed Hamidullah; İslam peygamberi)
Bunları beyt-ül Mal’e (devlet bütçesine katıp fakir fukara-garip gurebayı doyuracak yerde, kullanımı hane-i saadetine devretmiştir. Kadınları ve ev ahalisi ve kendisi bundan sebeplenmiştir.
24. Mealen bu yazılanlara hilafen rivayet edilmiş Hadislerden örnekler; yani yalanlar:
1- ”Peygamber öldüğünde, zırhı, bir yahudi’de 30 dirhem karşılığında rehin imiş” Sahih-i Buhari
2- ”Biz peygamber karılarının evinde 2-3 ay bazen geçerdi de evde ateş yanmaz, sıcak aş pişmez idi. ” E’s-Sahihlerde Hz Ayşe’den rivayet edilir.
3- ”İki kara nesne ile yaşıyorduk: Hurma ve su. Peygamberin Medineli komşuları vardı. Bunların sağılan koyunları vardı. Sağdıkları koyun sütünden Nebiiye armağan gönderirlerdi. Peygamber bize de içirirdi. (Buhariden yine Hz Aişe rivayet eder).
25. Bunları işitenler ağlarlar. Veda Haccında 100 deve kişisel servetinden kestiren; Bayramlarda 2’şer koç kestiren bir Nebii nerede ise yarı aç-yarı tok yaşar ve karnına ”açlıktan taş basarmış”…
E’s-Sahihlerden (Buhari hadislerinden) son çarpıcı bir örnek:
Adamın biri Peygambere gelip istekte, yardım talebinde bulunuyor. Peygamber de o kişiye ” iki dağın” arasını dolduracak kadar çok koyun verdi”
İslam peygamberi o kadar yoksulmuş da iki dağın arasını dolduracak kadar koyunu nereden bulmuş da vermiş… Görüldüğü gibi yoksulluğunda da zenginliğinde de birbirini tutmayan açıklamalar var. Amaç fırsat düştükçe yoksullukla ya da zenginlikle İslam Peygamberini olumlamaktır. Ne var ki azıcık kafası çalışan bir kişi anlatılanlar arasındaki çelişkilerden rahatsız olmaktadır…
26. Dini yüceltmek üzere söyledikleri bu yalanlarla halkı aldatmakta olanlar kadar dine zarar veren çıkar mı acaba? Oysa gerçeklere dayanarak dine sahip çıkmak daha inandırıcı olacaktır….. Bunların yaptıkları ise tam bir gerçeğe (Hakk’a) saygısızlık…
Bu servetler: Cihat, ganimet, çapullar ve yapılan fetihler sonucu oluşmuştur. birkaç yıl içinde alın teriyle çalışıp kazanılacak servet değil…
Bunlar kan ve gözyaşlarından süzülen servetlerdir. Kim bilir Allah adına, din adına, kimlerin ocakları yıkıldı, kimlerin canına kıyıldı…
27. Hele bunların Kuteybe komutanlığında Türklere yaptıkları unutulacak gibi değil..
Bu savaşlar sonunda Türklerin tapınaklarının altın kubbelerini söküp bölüşmüşlerdir… Bu tarihi gerçekleri görmezden gelenler nasıl Türkçülüğe sahip çıkabilir? Nasıl olur da “Tanrı dağı kadar Türk, Hira dağı kadar Müslümanız!” derler?…
Neyzen Tevfik’in şöyle bir şiiri vardır ki tam buraya denk düşer:
“Cehalet vecde gelince mabette kopar tufan…” (Neyzen Tevfik’in bir şiirindeki ilk mısra)
Bu çapulculuğun kaynağı Tanrı sözü (Allah sözü) kabul edilen Tevrat’tır:
“Bir şehre karşı cenk etmek için ona yaklaştığın zaman, barışıklığa çağıracaksın. Ve vaki olacak ki, eğer sana sulh cevabı verirse, ve kapılarını sana açarsa, o vakit vaki olacak ki, içinde bulunan bütün kavm sana angaryacı olacaklar, ve sana kulluk edecekler.”
28. Burada alıntıya ara vererek önemli bir konuya dikkat gerekiyor. “Eğer savaşanlar ‘sulh cevabı verirse’ karşılaşacakları sonuç daha kötüdür: Kulluk, kölelik ederek angaryaya çalışılacak…”
Niçin barışsın öyleyse bu insanlar… Şimdi alıntıya dönebiliriz:
“Ve eğer seninle musalaha etmeyip (barış yapmayıp) cenk etmek isterse, o zaman onu muhasara edeceksin; ve Allah’ın Rab onu senin eline verdiği zaman, onun her erkeğini kılıçtan geçireceksin; ancak kadınları, ve çocukları, ve hayvanları, ve şehirde olan her şeyi, bütün malını kendin için çapul edeceksin; ve Allah’ın RABBİN sana verdiği düşmanlarının malını yiyeceksin.” (Tevrat.. Tesniye, 20/10-14).
29. Anlaşılan bütün Müslümanlar Allah’ın hükmü kabul ettikleri bu hükümlere göre, sevmedikleri Yahudiler gibi hareket ederek böylesine büyük servet biriktirmeyi başarmışlardır. Şiddet tümcelerine (ayetlerine) bir de bu açıdan bakalım. Çünkü yazılmıştır:
“…Allah’in indirdiği ile hükmetmeyenler, işte onlar kâfirlerdir, zâlimlerdir. “(K. 5/44-45)
Çağımızda bu hükümleri uygulamak olası mı?…İşte bunun içindir ki Mevlana:
“Dünle söylenen dünle geçti cancağızın. Bu gün için yeni şeyler söylemek lazım…” demiştir.
Devlet büyükleri içinde Mevlana’nın özlemini çektiği yeni sözleri Atatürk söylemiştir: ‘YURTTA SULH; CİHANDA SULH!”
İşte şeriatçıların Atatürk’ü sevmemelerinin nedenlerinden biri de budur. Çünkü fetih, ganimet, çapul yolunu kapıyor… Oysa onlar hâlâ ve hâlâ cihat yaparak, fetihler yaparak ele geçirdiği ülkelerin mal olarak gördüğü kadınlarını esir alıp çocuklarını ve mallarını paylaşma hayali ile yaşamaktadırlar…