ÖMER KIRCAN
Ömer Gürcan
Sayın BALTA,
Babam Fethi GÜRCAN’ın hayatını anlatan Nesrin TURHAN’ın kaleme aldığı Doğan yayıncılıktan çıkan İHTİLALİN SÜVARİSİ’ni okuyabildiniz mi?
Okudunuzsa düşüncelerini iletirseniz sevinirim. Okumadınızsa muhakkak okumanızı tavsiye ederim. Okuyunca ısrarımın sebebini anlayabilirsiniz .
Saygılarımla
Ömer GÜRCAN, 23.7.2004
+
Sayın Gürcan,
Mesajını aldım, memnun oldum; sonra da saygı, sevgi sundum.
Çektiğin büyük acıyı anlıyorum. İnanırsan en az sizin kadar da ben acı duyuyorum.
Babanızın her adı geçtikçe geçmişe dönüyorum. Babanızı manejde ve yarış alanında yarışa hazırlanırken görüyorum.
Atının üstünde iken bile ağırbaşlı, sessiz, derin düşünceli görünüyordu. Şimdi anladım ki atının üzerinde yarışa hazırlanırken bile; memleketi, cumhuriyeti, milleti düşünüyordu.
1953-1955 arasında, Ayazağa Süvari Okulunda askerdim. Babanızı yarışlara hazırlanırken ve yarışmalarda izlerdim. Bazen da uluslar arası yarışmalarda ödül aldığını duyunca sevinirdim.
Öyle sanıyorum ki o zamanlar yüzbaşı idi. O, manejde, ve parkurda yarışa hazırlanırken bile yalnız başına idi; demek istediğim sıradan biri değildi…
Elbette ben bir erdim; bir araya gelme olanağımız yoktu, kendisini hep uzaktan izlerdim.
Okulda onlarca yarışmacı vardı; yalnız babanız hatırımda kaldı. Çünkü babanız sıradan bir subay değildi, büyük idealleri vardı…
O, idealleri olan bir adamdı. İdeallerini gerçekleştirmeyi başaramadı.
Olabilir; yaşamda başarılı olmak da var, olamamak da var. İdeali olmayan insan neye yarar.
Yaşamda bir ideali olmayan insan ot gibi gelir ot gibi gider. İnsanlığa yalnız ideali olanlar hizmet eder.
Babanız ideali uğruna canını vermekle size övünülecek bir miras bıraktı. O cumhuriyetin aydınlık meşalesini elinden bırakmadı.
İsterim ki siz bu mirası övünçle taşırsınız. Acı sona değil de bu şerefli mirasa sahip çıkarsınız. …
Babanız karşılaştığı sonla değil de; ideali uğruna ölümü göze alan kahramanlığına sahip çıkınız. Olumsuz bir eylem yaparken değil de Türk Ulusu yararına olumlu bir eylem yaparken ölmesi ile övününüz…
Sözünü ettiğiniz kitabı ilk fırsatta alıp okumaya çalışacağım. Öyle sanıyorum ki duyduğunuz acıyı ben de sayfaları çevirirken duyacağım.
Ben seni de uzaktan uzağa izliyorum; acılarını duyuyor; üzüntülerini aşıyorum. Bu acı ve üzüntünün seni yıpratacağından korkuyorum.
Öyle bir babanın oğlu engelleri aşmalı, ruhen yıkılmamalı; babası gibi, o da, övünülecek iş yapmalı…
İşte acılarını, duygularını paylaştım sizinle. Ben sizi dost olarak bildim, siz de beni dost olarak biliniz özdenlikle.
Saygılar, sevgiler size ve ailenize…
Şimdi kalınız sağlıcakla,
Av. Hayri Balta, 24.7.2004
+
NOT: Eğer sizce bir sakınca yoksa ve izin verirseniz bu yazıyı Sitemde yayınlayabilirim.
X