KIZMAK YOK
64-SORU MU BU?
Gelin sizinle aşağıdaki soruları yanıtlayalım. Bu soruları yanıtlayalım ki bu gün Türkiye Cumhuriyeti okullarında okuyan çocuklarımızın nelerle karşı karşıya olduğunu görelim. Böylesi sorulara yanıt veremediği için yüzlerce, binlerce öğrenci sınıfta kalmakta, başarısız sayılmakta, okulla ilgisi kopmakta, sokağa atılmaktadır.
Soru, Kolejlerde, Anadolu Liselerinde okutulan “Kolej ve Anadolu Liselerine Hazırlık” adlı kitaptan alınmış. Türkçe, Sosyal Bilgiler, Fen Bilgisi Beceri Testleri olarak Kolejlerin ve Anadolu Liseleri’nin 5. sınıfında okutuluyormuş. Yazarı da: Ziyaettin Büyükkoyuncu.
“Soru 10. Aşağıdakilerden hangisi devlete karşı bir görev değildir:
- Seçimlere katılmak,
- Öğretim görmek,
- Miraç Kandili.
- Askere gitmek”.
Şimdi ister istemez biraz düşüneceksiniz. Seçimlere katılmak, öğrenim görmek, askere gitmek devlete karşı görevlerimiz arasında diyeceksiniz. Çünkü seçimlere katılmazsanız, ilkokula gitmezseniz, askerden kaçarsanız bunun karşılığında devlet bize ceza verir, diyeceksiniz. Öyleyse sorunun karşılığı: Miraç Kandili. Çünkü Miraç Kandili devlete karşı bir görev olmadığı gibi, dinsel bir görev de değildir. Dinsel bir gecedir. Kaldı ki yalnız Müslümanlar içindir. Bu gece için dinsel bir görev de yüklenmemiştir Müslümanlara: Namaz, Oruç, gibi diyeceksiniz. Yanıt olarak: Miraç Kandili devlete karşı bir görev değil diyeceksiniz. Böyle derseniz, doğru yanıt verememiş olursunuz, belki sınıfta kalırsınız, belki de okuldan atılırsınız… Bu yüzden size, geri zekâlı, okulu bile bitiremedi diyenler olacaktır…
Kitaba göre, kitabın yazarına göre, doğru yanıt ne imiş, biliyor musunuz. Sıkı durun: Doğru seçenek B imiş. Yani öğrenim görmek devlete karşı bir ödev değilmiş. Yani, okuyamadınızsa canınız sıkılmasın. Okumak, öğrenim görmek pek öylesine önemli bir sorun değil. Okusanız da olur, okumasanız da… Nasıl olsa önemli olan öteki dünya…
Elbette siz sorunun karşılığı olarak Miraç Kandili dediğiniz için düşünüp duracaksınız. Pişman olacaksınız… Kırık not alma yanında Allah’a karşı bir suç işlemiş gibi suçluluk duygusu içinde şaşıracaksınız.
Siz şaşıra durun aynı kitaptan bir soru daha:
“Soru: 22. Tabiat olaylarını yöneten melek aşağıdakilerden hangisi?
- İsrafil.
- Azrail.
- Cebrail,
- Mikail.”
Bu soruya öğrenciler ne yanıt vermiş bilemiyorum…
Bu sorunun karşılığını ister bulun, ister bulmayın. Çünkü bilinmesi ile bilinmemesi arasında hiç bir ayrım yok. Bilseniz de olur, bilmeseniz de… Ancak, bu tabiat olaylarını yöneten melek hangisi ise çok acımasız bir melekmiş. Neden mi, baksanıza şu Kolombiya’da ki Almero kentinde yaşayanların başına gelenlere. Tabiat olaylarını yöneten melek hangisi ise yanardağdan lav püskürtüyor. Kızgın lavlar dağlardaki karları eritiyor. Eriyen karlar çamur halinde Almero kentini basıyor ve 22 bin kişi, bunların içinde kedi, köpek, büyükbaş, küçükbaş hayvanları saymıyoruz, çamur denizi içinde boğulup ölüyor. Nasıl melekmiş bu melek? Biz melekleri iyiliğin, saflığın, temizliğin simgesi olarak bilirdik, demek ki yanılıyormuşuz.
Bilmem, eğitimden sorumlu olanlar bu tür sorular üstünde durarak gerekli önlemleri alırlar mı. yoksa kendi çocuklarının kaderini de öylesine saçma sapan sorulara bağlarlar mı?
İnsanoğlunun aklı sorulara yanıt vermek üzere programlanmıştır. İnsanı çelişkiye düşüren sorular aklı işlemez duruma getirir. Bu ise insanı aptallaştırır. Yoksa insanın aptallaşmasını mı istiyor bunlar…
Ankara, Barış, 3 Ocak 1985