ÜÇ HARFLİLER
ÜÇ HARFLİLER
Hiçbir şey anlamamıştım, söylediği kısa cümleden!..
“Ne oldu, ne dedin?” diye muzır bir ifadeyle tekrar sordum. Cevaplamadı. Odada bulunan diğer arkadaşa sordum.
O da cevaplamadı. “Amannn, anladın işte! Üsteleme.” diye konuyu kendince kapatmıştı.
İş yerinde olağan sohbetlerdendi. Yan odada bulunan iş arkadaşımız bizim bulunduğumuz odaya gelerek, hal hatırımızı sordu. Bir iki konuya değinip kendisini rahatsız eden sağ elini göstererek, “Bu sabah kalktım elimde bu leke vardı.” diyerek bize göstermişti.
“Adı lazım değil, üç harfliler yine yoklamış beni! Yine kına yakmışlardı elime!..”
İşte tam da burasını anlamamıştım konuşmasının; “adı lazım değil, üç harfliler!”
Yine düğün mevsimi başlamıştı. Kına gecesine gittiğini düşündüm önce. Kendi rızası olmadan kim kına yakabilirdi ki eline…
“Geçen gece de avucumun içine kına yakmıştı. Ne çok geliyor bunlar!” diyerek sıkıntısını belli etmişti, sonrasında…
Neden bahsettiğini diğer arkadaşla odada yalnız kaldığımızda, sorumu tekrar sorarak açıklık kazandırmıştık. Bahsettiği şey cin, adını telaffuz etmiyor ki tekrar gelmesin diye… genelde üç harfli derler… Kendisine göre adını söylerse çağrıldığını sanarak gelirmiş, diye düşünüyor!” açıklamasında bulunmuştu.
Şaşırmıştım!..
Babamın kitaplarını baskıya hazırlarken “Cin ve Şeytan” konulu yazısı, bu yüzyılda hala geçerliliğini koruması bakımından ilgimi çekmişti. Bu konuşmanın ardından bir kez daha baktım. Bu dört cümle üzerinde durmuştum!..
“Onlar da insanlar gibi yer, içer ve çoğalırlar.”
“Cinler de melekler gibi görülmeyen gizli varlıklardır.”
“Allah’ın izniyle çeşitli şekil ve suretlere girmeye muktedirler.”
“Cenabı Allah’ın izni olmadıkça hiç kimseye zarar vermezler.”
Bizim gibi yer, içer, çoğalırlarsa, hadi cinler görünmez varlıklar, yedikleri içtikleri nesnelerde mi görünmezdi? Görünmeyen bir varlık olur muydu? Çeşitli şekil ve suretlere girerler derken, benim iznim olmadan benim suretimi kullanmasına nasıl izin verecektim! Allah kulunun bir cin tarafından zarar görmesine niçin izin verecekti?
İş arkadaşım elindeki kına lekesini görmüştü de neden kınayı görmemişti. Cin kınayı eline yakarken neden uyanmamıştı? Cin kınayı nereden bulmuştu?
Arkadaşımın açıklamasından sonra,
“Olur mu öyle şey, mutlaka bir rahatsızlıktan dolayı elinde bu leke çıkmıştır.” dedim. Dediğimde bana gelen bir telefonla açıklık kazanmıştı. Arayan ablamdı, elinde çıkan kınaya benzer leke için doktora gitmiş. Doktor, “yediğiniz bir şeyden olmuş olabilir” diyerek bir solisyon verip, birkaç gün içerisinde kendiliğinden geçeceğini söylemiş. Ben ablamın açıklamasına gülmüştüm. Gülmemin nedenini ona da anlatmıştım. O da şaşırmıştı.
O gün, bu olan bitenden sonra cin çarpmışa dönmüştüm.
17 NİSAN 2014, YENER BALTA