LAİKLİK 64’ÜN DEVAMI…

Bir tek uluslararası ismimiz Behçet Bey’dir. Kendisini tanımıyorum ama Behçet Hastalığı dünya tıp literatürüne girmiştir. Tabii gönül isterdi ki
hastalığı değil ilacını bulsaydı ama zamanla o da olacaktır. Yani koca tarihe baktığınızda bula bula bir hastalık bulmuşuz. O da tam bir icat sayılmaz aslında. Hastalığı Behçet Bey üretmediğine göre. Mesela matbaayı biz bulmadığımız gibi bulanı da ciddiye almamışız. O yüzden hala büyük harfleri ya da küçük harfleri ya da hiçbirini tanımayan insanlar yaşıyor aramızda. Söylememe gerek yok ama onun da sizin gibi bir oy kullanma hakkı var.

Tarih boyunca bilime hiç katkıda bulunmamış bir topluma birçok icattan yararlanma imkânı verdiği için dünyaya şükran borçluyuz. Adamlar telefonu buldu, biz de bari en azından jetonu bulsaydık.

Bizim orta öğretimimizde akılda kalan cümle sudur:  Yahu bu matematiğin günlük hayatımızda bize ne faydası olacak?… Hemen herkes matematikten nefret eder ve faydasız bir şey olduğunu düşünürler. E bir toplum ya dayak yememiş ya da hesap bilmiyor durumundaysa batar tabii. Matematik insanoğlunun bulduğu en yararlı derstir.

Matematikten anlamamak bir kusurdur. Ama bununla övünmek eşekliktir. Çünkü bu başarısız öğrenciler arasında yaygındır. Onlar akılları sıra matematikten anlayanı ve başarılı notlar alanı marjinal yapmak isterler… Yani onlara göre matematikten kalmak değil ondan geçmek tuhaftır. Çalışkan öğrenciye inek derler ama tembel ve sorumsuz öğrenciye takılmış herhangi bir hayvan ismi yoktur.

Matematikten hoşlanmayan öğrenciler sonraki hayatlarında genellikle tercihlerini hep yanlış yapan insanlar olurlar. Sanırım ülkemizdeki seçim
sonuçları buna kanıt oluşturmaya yeter. Kendi yerel zenginliklerimizin de farkında değiliz.

Sözgelimi Bodrum’daki otellerin neredeyse hiçbirinde Bodrum zeytini yoktur. Köylerinde yüzlerce çeşit peynir yapılan turistik bir beldede oraya üç yüz kilometre uzaktan gelmiş ve otelin satın alma müdürünün zimmetine geçirdiğinden artanla alınmış bir beyaz peynir sunulur. Yani otelin hemen arkasındaki tepenin yamacındaki köyde yapılan muhteşem keçi peynirinden otelde kalan İtalya’nın haberi olsa sırf o peynir için seneye bir daha gelecek ama maalesef bu olmamaktadır. Üstelik getirilen peynirin yanına bir parça hıyar, biraz da maydanoz konarak turiste ’bizim yalnızca peynirimiz değil sebzelerimiz de iğrençtir’ mesajı verilmektedir.

Cem YILMAZ. (Uğurol Barlas’ın 11.2.2015 tarihli iletisinden… Kendisine teşekkürler…)