LAİKLİK 61
61 DÜŞÜNCE ve İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ SINIRSIZDIR…
Bir yazısında, “Paşalar sermaye düzeninin koruyucusu” dediği gerekçesiyle Genel Kurmayın hakkında yaptığı suç duyurusu üzerine yargılanan Gazeteci Rahmi Yıldırım dün hakim karşısına çıktı.
Cumhuriyet Savcısı: “Ne denli sert ve kırıcı olursa olsun, düşünce ve ifade özgürlüğünün sınırsız olduğunu” belirterek Yıldırım’ın beraatını istedi.
Yıldırım, aralarında, aralarında Orhan Pamuk’un da bulunduğu çok sayıda yazara açılan davaya dayanak olan TCK 301. maddeden beraat eden ilk gazeteci oldu.” (Vatan, 25.10.2005)
+
Böyle bir davanın açılmasını anlamsız buluyorum.
Niçin anlamsız bulduğumu anlatmak için önce 301. maddeyi buraya alıyorum…
“Türklüğü, Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını aşağılama:
MADDE 301 –
(1) Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılayan kişi, 6 aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini, Devletin yargı organlarını askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydın iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.
(4) Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.
+
Anayasamızın 35. maddesi: “Herkes, mülkiyet ve miras hakkına sahiptir.” der.
Başta hükümet organları olmak üzere bütün organların; bu arada TC’nin koruyup kollamakla yükümlü Paşaların yönetiminde olan Ordu’nun da mülkiyet hakkının korunmasına hizmet etmek asli görevleri arasındadır.
durumda “Paşalar sermaye düzeninin koruyucusu” sözünden alınmanın ne anlamı var.
Paşalar, Anayasada belirlenen görevlerini yapmış olmuyor mu? Paşalar, aynı zamanda emeğin de hakkını korumakla yükümlüler…
Bu davada önemli olan Cumhuriyet Savcısının “Ne denli sert ve kırıcı olursa olsun, düşünce ve ifade özgürlüğünün sınırsız olduğunu” belirtmesindedir.
Bu davanın önemi buradadır. Demek ki başta hükümet olmak üzere devletin bütün organları; yargısı da, ordusu da, korkmadan eleştirilebilinir.
Artık bütün yasama, yürütme, yargı organları saydam (şeffaf) olmak zorundadır.
Yurttaşlar da bu saydamlığa aykırı durumları korkmadan, acımasızca eleştirebilmelidir ki çağdaş uygarlığa ulaşabilelim.
Av. Hayri Balta, 29.10.2005
+x