LAİKLİK

1  ŞERİATA ÖZGÜRLÜK LAİKLİĞİ BİTİRİR…

Koca koca adamlar, meydanı boş bulmuşlar.

Yok karşılarında karşı düşünce, tek kale oynarlar…

Uydurmada uyuşurlar, yalanda yarışırlar…

Üstelik bir de birbirlerini onaylayıp kutlarlar…

Neymiş de “Dinle ve Bilim çelişmezmiş.

Şeriat demokrasiye ve laikliğe ters düşmezmiş.

İran bu oluşuma güzel bir örnekmiş…

Bu nedenle şeriata özgürlük verilmeliymiş…”

Laiklik olmuş şeriatın koruyucu kalkanı.

İsterler ki laiklik şeriata hizmet sunmalı.

Kaynatırlar cad kazanını fokur fokur…

“Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur…”

Laiklik “vicdan özgürlüğü” demektir…

Şeriata özgürlük demek değildir.

Şeriata özgürlük laikliği çökertir…

“Vicdan özgürlüğü” bir kişinin istediği dini seçmesidir.

Bu kişinin tercihidir; buna kim ne diyebilir…

Ancak şeriatta “vicdan özgürlüğü” yoktur.

Şeriata göre “vicdan özgürlüğü” yozdur…

Şeriata göre: “Allah katında din İslam’dır. (K. 3/19, 85. 5/3. 9/33. 48/28. 61/9)

“İslam’dan başka bir dine tabi olanlar zarara uğrayanlardır.” (K. 3/85)

Öyle ki bir gayri Müslim, “kafa parası (cizye) ödemediği takdirde yaşaması hharamdır. (K. 9/29)

Böyle bir dünya görüşüne özgürlük nasıl verilir.

İşte bu nedenle laiklik gereklidir.

Laiklik, bir dinin diğer  dine tasallutunu önler.

Bu nedenle, şeriatçıya, “Sen devlet ve toplum yönetimine karışamazsın!

Geçti artık dönemin, Otur oturduğun yerde…” denmelidir…

Politikacılar; oy hatırına şeriata özgürlük verirse;

Ne demokrasi kalır ortalıkta, ne de özgür düşünce…

Şeriatçı, her şeye, herkese posta kor, inancı gereğince…

Bunun için şeriata özgürlük verilmemelidir.

“İnancını kendin yaşa, kimseye dayatma denmelidir.”

Çünkü şeriate özgürlük laikliği bitirir…

Eren Bilge