102- ATATÜRK DÜNYA MÜSLÜMANLARINA MESAJ GÖNDERMEMİŞ…
YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ, Atatürk’ün Dünya Müslümanlarına gönderdiği mesajla ilgili davaya bakma yetkisinin İDARİ YARGI YERİ OLDUĞUNA KARAR VEREREK YEREL MAHKEME KARARINI BOZDU.
Bilindiği gibi 1988 yılı Atatürk’ü Anma Haftası’nda TRT, Atatürk: “Din bir vicdan meselesidir” Adlı Programı’nda Ata’nın ölmeden 15 gün önce Dünya Müslümanlarına: “Bütün dünya Müslümanları Allah’ın Son Peygamberi Hz. Muhammed’in gösterdiği yolu takip etmeli. Tüm Müslümanlar Hz. Muhammed’i örnek almalı, İslamiyet’in hükümlerini olduğu gibi yerine getirmeli. Zira ancak bu şekilde insanlar kurtulabilir ve kalkınabilir” diye mesaj gönderdiğini belirtmesi üzerine Ankara Barosu avukatlarından Hayri Balta mesajın yazılı olduğu kitabı basıp kitaplığına koyan Ankara Üniversitesi ile TRT Genel Müdürlüğü hakkında dava açarak bu mesajın Atatürk tarafından Dünya Müslümanlarına gönderilip gönderilmediğinin saptanmasını istemişti. Davaya Ankara 14. As. Hukuk Mahkemesi bakmıştı.
Cumhurbaşkanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı ve Kemalist Yazarlar ve Sanatçılar Derneği Mahkemeye gönderdiği yazılarda Atatürk’ün Dünya Müslümanlarına gönderdiği söylenen mesajın uydurma olduğunu, arşivlerinde böyle bir mesaja rastlanmadığını belirtmişlerdi.
Ancak Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin: “Dava tespit davasıdır. Maddî vakalar tek başına tespit davasına konu yapılamaz. Ancak hukukî ilişki ile birlikte tespit davasına konu olabilirler” gerekçesi ile davayı reddetmesi üzerine Av. Hayri Balta, yerel mahkeme kararını temyiz etmiştir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi yaptığı inceleme sonunda davalılardan TRT’nin ve Ankara Üniversitesi’nin eylemlerinin hizmetleri yürütürken kuruluş yasalarında belirtilen ilkelere uygun davranılmadığı ileri sürüldüğüne göre “Bu hususların saptanması İdarî Yargı yerine ait bulunduğundan” temyiz olunan hükmün 5.2.1990 günü oybirliği ile bozulmasına karar vermiştir.
Bu gelişmeler üzerine tashih-i karar yoluna gitmeyeceğini söyleyen Av. Hayri Balta, “Davayı uzatmak istemiyorum. Davayı İdari Yargı’da açacağım. Ancak bu kez davalı olarak Diyanet İşleri Başkanlığı’nı da katacağım. Çünkü Diyanet İşleri Başkanlığı da bu mesajın doğruluğunu araştırmadan Atatürk ve Din Eğitimi (Yazarı Ahmet Gürtaş) adlı kitabında kullanmış ve bununla da yetinmeyerek 1988 yılı 10 Kasım’ında Diyanet İşleri Takviminde Atatürk’ün son mesajı adı ile yayınlamıştır.
BALTA devamla bu konuda şöyle demiştir:
“Davalılar Atatürk’ü şeriatçı çevrelere şirin göstermek için Atatürk’ün kurduğu devletin ilkeleri ile düşünsel kişiliği ile çelişir mesajlardan medet ummuşlardır. Oysa ne Allah’ın, ne de İslâm Peygamberinin Atatürk’ün ölmeden önce dünya Müslümanlarına gönderdiği dini mesaja ihtiyacı vardır. Ne de Atatürk’ün şeriatçı çevrelerin sevgi ve şefkatine ihtiyacı vardır…”
Diyanet İşleri Başkanlığı insanlığa gerçek Allah bilgisi, gerçek din bilgisi vermek yerine böyle uydurma mesajlara dayanmayı marifet sanmaktadır. Yok, “Dananın dalağından Allah şeklinde yazı çıktı”, yok, “Tavuklar ayetli yumurta doğurdu” yok “Okoume ağacında Bismillahirrahmanirrahim Muhammed şeklinde yazılar doğal olarak yazılıyor” diye halkın kafasını karıştırmakla Allah’a hizmet arz ettiklerini sanıyorlar ki bu Allah’ı da dini de anlamadıklarının somut göstergeleridir.
Balta Allah ve din anlayışının şekilcilikten, nakilcilikten kurtularak aklî ve ahlaki temele oturtulması gerektiğini ileri sürmüştür.
Gaziantep, Bugün, 28 Mart 1990
103-İFTAR YEMEKLERİ